Saturday, June 11, 2011

Efervesan

Az önce Mad Men'in pilot bölümünü tekrar seyrettim. Yavaşça, dikkatlice. İzlerken kalkıp kalem almayı hak eden diziler var.

İzlerken beni mutlu ediyor. Değerli bir eserle karşı karşıya olduğumun farkına varıyorum. Harcadığım zamanın, emeğin karşılığını; beklediğimden fazlasıyla alıyorum.
Hüzünlü bir mutluluk ama. Çünkü hayat böyle. Kalbiniz yanarsa, duman gözlerinize dolar. Kalbiniz ateşler içinde yanıyordur, ama gözleriniz yaşlıdır.

Çok söz var hakkında söylenecek, ama yapmak istediğim alıntı bu:


"Mr. Draper, I don't know what it is you really believe in, but I do know what it feels like to be out of place, to be disconnected, to see the whole world laid out in front of you the way other people live it. There is something about you that tells me you know it, too."

Kopuk olmak... Hayatı, gözünün önünde içinde diğer insanlar yaşarken görmek...

Dopdolu bir hayatı var Don Draper'ın; işi, metresi, karısı, çocukları, iş arkadaşları, patronu, sekreterleri, müşterileri...

Ama Don düşüyor.

Herşey yok oluyor ve Don düşüyor.

No comments: